Mayıs 2006’da ilk defa İsrail’e gittim. İşte bu seyahatten izlenimlerim:
· Tel Aviv bana ciddi olarak İzmir’i hatırlattı,
· Akdeniz kıyısında, şehrin içinde kumsalları olan ve insanların rahatça denize girebildiği bir şehir,
· İlk gidişlerimde kişi başı gelir yüksek olmasına rağmen, ne yaşayan insanlarda ne de şehirde zenginlik göze çarpıyordu. Örneğin yeni ve lüks binalar, lüks arabalar yoktu. Toplu taşıma oldukça popülerdi,
· 100.000 civarı Türk yaşadığı tahmin ediliyor İsrail’de. Benim bindiğim taksilerden birisinde şöför Türk’tü, bir başkasının ise anne babası Türkiye doğumlu idi, rahatça Türkçe anlaştım,
· İsrail’liler, herkezinde bildiği gibi, müthiş girişimciler ve çokta çalışkanlar, benim dikkatimi çeken İsrail’de hızla gelişmekte olan sektör Bilişim ve Bilgi Teknolojileri,
· Tabi yıllarca bir güvenlik sorunu olmuş ve bir şekilde devam ediyor. Bu da şehirde yaşayanlara sirayet etmiş. Ben insanları genelde huzursuz gördüm,
· Özellikle havalimanında müthiş güvenlik önlemleri var. Daha önce hiç bir ülkede tanık olmadığım güvenlik makinaları ve sistemleri var, güvenlikten sorumlu personelin ise nazik olduğu söylenemez,
· Üniformalılar dışında sivil görünümlü de çok güvenlikçi var,
· Aslında küçük bir ülke, hem nufüsu hem de yüzölçümü itibari ile,
· Filistin ile sınırlar belirsiz, West Bank ve Gaza’da sürekli çatışma var,
· Servis konusunda ülkede kesinlikle problem var. 5 yıldızlı otelden, orta-iyi lokantalara kadar hizmet sektöründeki elemanlar nezaket ve güleryüzden uzak,
Tel Aviv’e komşu olan Herzalia’da müşterilerimi yeni açılmış olan Türk Tike lokantasına götürmüştüm. Üç misafirimden bir tanesi İstanbul doğumlu, yıllarca Türkiye’de yaşadıktan sonra İsrail’e yerleşmiş bir beyefendi idi. Düzenli olarak tatillerinde Türkiye’ye gelmeye devam ediyordu. Türk televizyonu seyredip, Türk gazete ve kitaplarını okumaya devam ediyordu. Başka bir zaman yine Herziliya’da Kyoto isimli Japon lokantasında yemek yemiştim. Bu bölge modern binaları, modern altyapısı ile uluslar arası şirketlerin ofislerini tutmayı tercih ettikleri bir bölge. Güzel lokanta ve kafeleri popüler.
Tabi İsrail’de yemek yemekten bahsederken kosher’i de anlatmalıyım. Musevi inancına göre bir nevi “helal” yemek için gıdanın hazırlanması esnasında dikkat edilmesi gereken hususlar var. En basit şekli ile süt ve süt ürünlerinin etle karışmaması lazım. Aynı anda mutfakta bile bir araya gelmemesi gerekli. Dolayısı ile dini kuralları sıkı takip eden muhafazakar Museviler, mutlaka Kosher bir lokantada yemek yemek istiyorlar. Ancak gördüğüm kadarı ile İsrail’de Kosher olmayan da birçok lokanta var. Bu da her Musevi’nin aynı hassasiyeti göstermediğini anlatıyor bana.
İlk gittiğim Tel Aviv ile son gidişlerim arasında büyük fark var diyebilirim. Şehir giderek modern ve güzel bir çehreye kavuşuyor. Akşam gidilmesini önerebileceğim yerlerden biri de sahilde, Old Tel Aviv Port adı verilen, güzel cafe-restoran ve mağazaların bulunduğu bölge.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder