22 Nisan 2012 Pazar

Dünyanın 1 Numaralı (Dini) Turizm Rotası: Kudüs

Kudüs Orta Doğu’nun mutlaka görülmesi gereken şehirlerinden.  Sanıyorum barış olsa ve güvenlik problemi ile politik sıkıntılar ortadan kalksa, dünyanın en çok turistik ziyareti bu şehire yapılır.  Old City adı verilen şehir merkezinde üç büyük dinin kutsal mekanları bir arada, iç içe:

·         Müslümanlar için Mescid-i Aksa, ki Hz. Muhammed’in gökyüzüne yükseldiği varsayılan, “Dome of Rock” adı verilen yerde burada, Hz. Ömer’in yaptırdığı cami gibi kutsal başka mekanlarda var,

·         Hristiyanlar için  Kudüs hac demek.  Hz İsa’nın çarmıha gerilmeden ve gökyüzüne yükselmeden önce geçtiği istasyonlar şehir içinde ve tabi mezarının bulunduğuna inanıldığı kilise de.  Yılın her anında Kudüs içinde dünyanın dört bir yanınan gelmiş Hristiyan hacılar görmek mümkün,

·         Museviler için en önemli kutsal yer olan ağlama duvarı da burada, hem de bu duvar aynı zamanda Mescid-i Aksa’nın bitişiği.  Hz Süleyman’ın yaptığı ve yıkılan ikinci tapınağın burada olduğuna inanılıyor.  Halen kazılar yapılıyor, tüneller açılıyor ve tapınak kalıntı çalışmaları yapılıyor,

Kanun Sultan Süleyman bir gece rüyasında Aslan görür. Rüyasının yorumlayan din büyükleri aslan’ın Kudus şehrini temsil ettiğini söylerler.  Bunun üzerine Kanuni Kudüs’e büyük yardımlar yapar.  Halen ayakta olan kale duvarlarını tamir ettirir.  O dönem Kudüs’te çalışıp vefat etmiş Osmanlı büyüklerinin mezarlarını görmek mümkün.  Osmanlı hakimiyetinde Kudüs 400 sene barış içinde yaşamış, farklı dinlerden birçok din ve ilim adamı bir arada yaşamışlar. Şu an ise, farklı din mensupları farklı kapılardan giriş çıkış yapabiliyorlar.

Örneğin ben Mescid-i Aksa’ya giderken Filistin kapısını kullanmak zorunda kaldım.  Girerken sadece İsrailli askerler pasaport-kimlik kontrolü yapmadılar, aynı zamanda Filistinlilerde nufus cüzdanımda “dini İslam” bölümüne baktılar.  Son olarak cami girişinde, kelime-i şahadet getirmem istendi, Müslümanlığımı ispatlamak için.  Öte yandan cami içinde cam bir dolap içinde, tarih içinde camiye atılan bombalar, sıkılan kurşunlar sergileniyor.  Dehşet verici.  Cami duvarlarında da kurşun delikleri görmek mümkün, evet gördüm.

Ağlama duvarı için ise, İsrail’lilerin kullandığı bölgeden geçtim ki buradan Filistinliler içeri giremiyor.  Duvara uzaktan bakmak serbest ama dokunmak veya yakından bakmak için kafaya özel kep geçirilmesi isteniyor.  Tünellere ise sadece Museviler girebiliyor.  Hristiyan kilise veya önemli bölgeleri ise serbestçe gezilebiliyor.   Ancak Kudüs merkezi 4 bölgeye ayrılmış.   

Gezerken Şükrü’nün yerinde humus yemeden geçmek olmaz sanırım.  Geleneksel tadları, tarihi lokantada tatmak, mutlaka yapılması gerekenler arasında.  Filistinli esnaftan alışveriş yapmak gibi.  Dar sokaklarda birçok hatıralık veya hediyelik eşya almak mümkün.   

En güzel fotoraf çekme yerlerinden biri de Zeytin tepesi.  Bu tepenin aynı zamanda Museviler için manevi anlamı çok yüksek ve tepede Kudüs manzaralı mezar fiyatlarının milyon dolarları bulduğu söyleniyor.

Doğu Kudüs’te yemek yemek için veya konaklamak için tercih edilecek önde gelen otellerin başında Ambassador oteli geliyor.  Burada Türkler dahil olmak üzere, farklı ülkelerden diplomat ve devlet görevlileri görmek mümkün. 

Abu Gosh İsrail’in Kudüs’e yakın ve ağırlıklı Filistinlilerin yaşadığı bir kasaba.  Bu kasabadaki müşterimizi bir kaç kez ziyaret ettiğimde, aynı zamanda meşhur Abu Gosh lokantasında da yemek yedim.  Sahibi bu kasabada doğmuş ve küçük yaşta Amerika’ya gitmiş bir kişi.  ABD’de satın aldığı piyango biletinden 21M USD ikramiye kazanmış.  İdare sen vatandaş değilsin, ödemiyoruz diyince dava açmış, kazanıp toplamda 23M USD almış.  Abu Gosh’a geri dönüp, bu meşhur lokantayı işletmeye başlamış.  Görülmesi gerek bir yer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder