10 Nisan 2012 Salı

Turistik Lübnan

İş amaçlı Lübnan’a iki defa gittim.  2004 ve 2005 yıllarında.  O zamanlar vize uygulaması vardı, şu anda kaldırıldı.  Gidip gelmek çok daha kolay.  Basından takip ettiğim kadarı ile, Beyrut ciddi bir turistik rota olmaya başladı.  Sadece bazı popüler yazarlar değil, yurtdışında gezmeyi seven sıradan turistlerimizde artık Avrupa şehirlerine ek olarak Beyrut'a da gitmeye başladılar.

Hemen yazmalıyım.  Beyrut mutlaka ziyaret edilmesi gereken çok güzel bir şehir.  Bir zamanlar bu şehre “Ortadoğu’nun Paris’i” denmesi boşuna değil.  İstanbul’a o kadar yakın ki.  Eminim gidecekler veya daha önce gitmiş olanlar bana hak vereceklerdir.  Lübnan küçük bir ülke.  Yazları Akdeniz’in tadının çıkarılabildiği, kışın ise hemen 30-45 dakika mesafedeki dağlarda kayak yapılabilen, 4 mevsim sahibi bir ülke.  Tarihi dokusu var.  Kültür hissediliyor.  Üstelik bizim de tarihimizden etkilenmiş bir kültür.

Kozmopolit bir nufusa ve bunun getirdiği zenginlik yanısıra problemler ile de uğraşan bir ülke.  Hristiyanlar, Sunni ve Şii Müslümanlar, Dürziler.  Yıllarca iç ve dış savaşlar ile yıpranmış ama bir bakıma olgunlaşmış bir ülke.  Savaşlar sırasında birçok Lübnan’lı dünyanın dört bir yanına yayılmışlar.  Farklı ülkelerdeki yaşam mücadeleleri Lübnan’lıları dünyanın önde gelen tüccarlarından yapmış.  Gözlemlediğim kadarı ile Lübnan’lılar:

·         İyi tüccarlar, çok sıkı pazarlık ediyorlar,

·         Çalışkan ve yaratıcılar, kesinlikle girişimciler,

·         Eğitim seviyeleri yüksek, 3-4 dil konuşuyorlar,

·         Orta Doğu’daki batılılar,

·         Kimseye güvenmiyorlar, kendi çıkarlarını her zaman garantiye alıyorlar,

·         Ancak bu güvensizlik ve anlık çıkar korumacılığı onları hep kısa dönem düşünen insanlar haline getirmiş.  Yarını veya uzun vadeyi düşünmüyorlar,

Lübnan mutfağı çok meşhur.  Dünya’nın her köşesinde Lübnan restoranları mevcut.  Ancak ben Beyrut’taki bir akşam yemeğimi hiç unutmayacağım.  Sadece çok leziz ve çok çeşitli yemekler sunmuyorlar, insana görsel bir şölen yaşatıyorlar.  O başlangıç mezeleri, salataların sunumu, mezeler, etler derken yemeğin sonundan nefes almaya mecaliniz yokken koca masaya 15 çeşit meyve getiriyorlar.  Her meyve kendi kabında.  Benim favorim humus ve diğer mezeler.

Orta doğu’nun meşhur sanatçıları Lübnan’dan.  Tüm bölgede yayınlanan müzik kanallarındaki şarkıcıların bir çoğu Lübnan’lı.  Örneğin Pepsi’nin reklamlarında da tercih ettiği çok meşhur bir bayan şarkıcı vardı.  Klüpler popüler, gece hayatı aktif.  Suudi Arabistan gibi bir çok Arap ülkesiden turisler Beyrut'a düzenli geliyorlar.  Ülke için önemli bir gelir kaynağı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder